Eskiden Günümüze İç Çamaşırı

Son güncelleme: 2022-08-26 11:01:14

Bugün hayatımızda çok önemli bir yere sahip olan iç çamaşırlarının kullanılmaya başlanmalarından bu yana, hangi süreçlerden geçtiğini hiç düşündünüz mü?


Bugün hayatımızda çok önemli bir yere sahip olan iç çamaşırlarının ilk defa kullanılmaya başlamasından bu yana, ne tür değişimlerden, hangi süreçlerden geçtiğini hiç düşündünüz mü? Dış giyimin daha düzgün durmasına yardımcı olan ya da daha çekici görünmek için vücuda destek vererek iyi hissettiren ve insanın kendine güveninin artmasına yardımcı olan iç çamaşırlarının geçmişte, hiç de rahat olmayan hatta acı veren bir giyim parçası olduğunu öğrenince ne kadar şanslı olduğumuzu fark etmemek mümkün değil. 

Antik Dönem

Eski insanların iç çamaşırları hakkında pek bir şey bilinmemekle birlikte, tarihin diğer zamanlarında olduğu gibi giyilen kıyafetlerin büyük ölçüde sosyal statüye bağlı olduğu düşünülmektedir. Ortalama statüdeki bir insan pratik olanı ve bulabildiğini giyerken, zengin, varlıklı ve statü sahibi insanlar, rahat ve modaya uygun yaşamak için daha fazla fırsata sahipti.
Eski Mısır'da, varlıklı kadınlar, göğüslerinin altına oturan ve omuzlarından geçen bir kayışla tutturulan keten tunik şeklinde giysiler giyerlerdi. Bu tunikler kimi zaman, beli belirginleştirmek için bele de sıkıştırılırdı. Antik Roma'dan kalma sanat eserlerinde ise, büyük olasılıkla pratik olduğu için, kısa veya bikini benzeri bir giysinin sarılmış bir şeklinin kadınlar tarafından giyilmiş olabileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır.

Temel olarak sıkı kumaş şeritleri olan göğüslük (göğüs şeklinde olan) ve bant olarak bilinen giysiler, destekleyici nedenlerle göğüslerin etrafına sarılarak giyilirdi. Bu giysiler günümüzdeki sutyenler gibi şık, seksi ya da rahat değildi, ve işlevsel nedenlerle de kimi zaman dış giyim olarak da giyiliyordu.
Eski çağlarda kadın göğüslerinin açığa çıkması bugün olduğu gibi müstehcen olarak görülmüyordu. Göğüsleri yukarı kaldıran ve dışarı iten korseler günlük modanın bir parçasıydı. Bu stiller kuşkusuz, kadının vücudunu vurgulayacak ve destekleyecek ilk iç giyimin örneklerinden bazıları olarak kabul edilebilir ve muhtemelen çağlar boyunca erkekler üzerinde çok belirgin bir etkiye sahip olduğu söylenebilir.

Orta Çağ

Orta Çağ süresince, kadın giyim tarzının epeyce değiştiğini görülür.  Arzulanan görünüm eski çağlardan çok daha farklı hale gelmiş ve düzleştirilmiş göğüsler ile çok sıkılan beller halini almıştı. Kadınlar, anlamsız derecede düz bir karın, çok dar bir bel ve sabit bir düz göğüs görünümü elde etmek için korseler ve diğer iç çamaşırı araçlarını kullanırlardı. Pratiklik amaçlanarak giysilerin altına genellikle keten kombinezon benzeri bir iç giysi giyilir ve böylekikle istenilen sıklıkta yıkanan bu çamaşır sayesinde daha pahalı olan dış giysilerin kirli vücutlardan korunması ve temiz kalması sağlanmış olurdu. Kimi zaman korselerin altına da giyilen kombinezonların ısı yalıtımı için tercih edildiğini söylemek de mümkün. 
İşkenceleri ile ünlü orta çağda birçok işkence aleti icat edildi ve kullanıldı, ancak hiçbiri korseler kadar yaygın olarak kullanılmadı! Teknik olarak işkence yapmak için icad edilmese de, o dönemde tasarlanan ve kullanılan kadınların giydiği bu bağcıklı giysi kadar, rahatsız edici bir şey hayal etmek zor. Bu eski korseler arkadan bağcıklıydı ve genellikle birinin yardımı ile son derece sıkı bir şekilde bağlanmaları gerekiyordu ve böylece belin istenen inceliğe ulaşması sağlanıyordu. Her ne kadar kadınların zayıf ve narin doğalarından ötürü olduğu düşülülse de aşırı sıkı bağlanan korseler kaburgaların ve organların neredeyse bedensel hasara uğratacak noktaya kadar ezilmesine ve deforme olmasına sebep olarak sık sık bayılmalara yol açıyordu. Rahatsız edici doğasına rağmen, korse 350 yılı aşkın bir süredir kadınların vazgeçilmez iç çamaşırı parçası oldu.

1500'lere gelindiğinde artık korseler, kadın iç çamaşırı gardıroplarının en temel temel parçasıydı ve uzun yıllar boyunca farklı form ve sıkılık seviyelerinde kullanılacaktı. Hatta Fransa kraliçesi Catherine de Medici'nin, kalın bir beli olan herkese kaşlarını çattığını ve leydileri için korse kullanmaları gibi katı standartları olduğu tarih kitaplarında bahsedilir. Bu iç çamaşırı, kadınların güzelleşmek, arzulanmak ve seksi görünmek uğruna çağlar boyunca kimi zaman biraz aşırıya kaçtıkları gösteriyor.   

Fransız Devrimi

1789 Fransız Devrimi dönemi ve sonrasında, kadınların orta çağın rahatsız edici derecedeki iç çamaşırlarından kurtulduğu görülür. Kadınlar aristokrasinin tüm sembollerine, alışılagelmiş iç çamaşırları da dahil olmak üzere isyan ettiler. Bu dönemde moda haline gelen imparatorluk stili elbiseleri artık dar belli değildi ve böylelikle bir süreliğine de olsa kadınlar yeniden nefes alabilmişti. Odak noktası göğüsler oldu ve önlük ve elbiselerin altına hafif 'korsesiz' iç çamaşırıları giyilmeye başlandı. Bu iç giyim de imparatorluğun giyim stiline bir başkaldırı niteliğinde göğüsleri belirgin bir şekilde yukarı ve dışarı itmek için tasarlanmıştı!
Ancak zaman geçtikçe, stillerin değişmesi ve bel hatlarının eski şekline geri dönmesi uzun sürmedi ve bu nedenle en sinir bozucu kadın iç çamaşırı parçası olan, seksi korsenin yeniden canlanması kaçınılmaz oldu. 1825'e gelindiğinde, beller yeniden sıkılaştırıldı ve geleneksel kum saati figürü, kadınlar tarafından benimsenmiş neredeyse standart bir şekil halini aldı. Korselerin tasarımında ve üretiminde, metal kopçaların kullanımı da dahil olmak üzere yapılan ilerlemeler, kadınların korseyi yırtmadan sıkıca bağlayabilmelerine imkan sağlar hale gelmişti. Korse kullanımının yol açtığı ıstırap tüm ihtişamıyla geri dönmüştü ve bu iç çamaşırının kullanımı 19. yüzyıl boyunca kadın modasında kural olarak kabul edilecekti. Yine bu yüzyılda, baldıra kadar uzun çorapların öncülleri olan çorapların ilk kez tanıtıldıldığını ve kullanılan ilk formlarını görmekteyiz. Korselere jartiyerler takılmaya başlandı ve çorapları tutmturmak için kullanıldı.

Viktorya Çağı, tarihin özellikle kadınların giyimi konusunda en aşırı kuralcı dönemlerinden biri olarak kabul edilse de, ironik bir şekilde, klasik olarak en seksi iç çamaşırı parçalarından bazılarının ilk kez kullanıldığı çağdır. Korseler, jartiyer kemerleri, çoraplar - hepsi bir kum saati figürü oluşturmak ve geliştirmek için tasarlanmış, cinsel olarak bastırılmış addedilen bir zaman diliminde yaygın olarak kullanılmıştır. İç çamaşırlarına hem daha dekoratif hem de güzel olması için işlemeler, danteller ve fiyonklar eklendi. İster inanın ister inanmayın, ilk striptiz şovlarından bazıları bu zaman diliminin sonlarında başladı. Fransız Can Can dansçıları, bacaklarını yukarı kaldırarak dans ederken iç eteklerinin, jartiyerlerinin ve çoraplarının kısa bir anlığına görünmesi o zamanlarda kelimenin tam anlamıyla olay olmuştu.
Görsel olarak çekici bir iç çamaşırı, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında geliştirildi. Lucile'den Lady Duff-Gordon’un, kadınları sıkan ve hareketlerini kısıtlayan korselerden kurtaran iç çamaşırını geliştirmede öncülük ettiğinden bahsetmeden geçmek istemedik. 19. yüzyılın sonlarında önce korseler küçüldü, daha az hacimli ve daha az hantal hale geldi ve sonrasında yavaş yavaş bunların yerini sutyenler aldı. Mary Phelps Jacob, 1913 yılında, 2 mendilin birbirine bağlanmasıyla yapılan ilk sutyeni icat etti. Mary, ilk önceleri sütyenlerini ailesi ve arkadaşları için üretiyordu. 1914'te tasarımının patentini aldı ve sütyenlerini Amerika Birleşik Devletleri'nde pazarlamaya başladı.

20. Yüzyıl ve Günümüz

1920'lere gelindiğinde, arzulanan vücudut silueti, çok farklı bir hal aldı. Kadınlar daha özgür, daha kullanışlı, çok düz, neredeyse çocuksu bir figür için çabalıyordu. Tek parça olarak dikilmiş daha uzun paça külotlu kaşkorse olan Cami-knickers, bu süre zarfında çok popüler bir iç çamaşırı parçası haline geldi. 20'lerin göğüs hattını dikkat çekmeyecek şekilde tasarlanmış düz, boru şeklindeki elbiselerinin altına giymek için mükemmel bir iç çamaşırı parçasıydı ve aynı zamanda, bu dönemden yirmi yıl önce norm olan, yere kadar uzun olan elbiselere kıyasla şok edici derecede daha kısa bir etek uzunluğuna sahipti.

30'lara gelindiğinde sutyenler küçük göğüsleri dikleştirmek ve büyütmek için dolgulu kaplarla güncellendi. Yine bu yıllarda çıkıntılı bir göğüs çizgisi veren balenli sutyenler tanıtıldı. Ayrıca kuşaklarla elde edilen ince bel görünümüne dönüş oldu.

40'lar kadını zayıftı. Ancak kıvrımlı kalçaları ve sivri ve biçimli göğüsleri vardı. Görünümde çoraplar da çok önemli bir yer tutmaktaydı. Külotlu çorap henüz bu yıllarda icat edilmediğinden, kadınlar çoraplarının düşmesini önlemek için askı kemerleri veya korselere bağlı klipsler kullandılar.
İkinci Dünya Savaşı sonrasına denk gelen 50’lerin kadınları arasında kum saati figürünün, ince belli ultra feminen bir görünüm moda oduğu görülmektedir. Sütyen her kadının gardırobunda yerini aldı ve şekli aşırı sivri bir forma büründü. Lana Turner ve Jane Mansfield gibi bu dönemin süveter-bluz giyen kızları, neredeyse konik göğüsler, ince belli ve dolgun kalçaların görünümünü günün arzulanan görünümü haline getirdiler. Jartiyerli külotlu kuşaklar, kadınların bellerini daraltmalarına ve çoraplarını yerinde tutmalarına yardımcı oldu. Uzun çoraplar çok popülerdi ve kesinlikle hem fonksiyonel hem de seksi olacak şekilde tasarlandı. Bu jartiyer kemerleri, bugün çağdaş ve seksi iç çamaşırı stillerinin öncüleridir. Dantelli şort külotların yerini beli ve bacak çevresi lastikli naylon külotlar aldı.
60'lar, özgürlük ve karşıtlığa adanmış bir dönemdi. Kadın vücudu da özgürleşti! Bu dönemde kadınlar arasında arzu edilen vücut şekli ergen göğüs görünümü, ince kalçalar ve aşırı incelikti.  Sütyen yakma ve kadınların kurtuluşu tartışması günün savaş narası haline geldi. Kadın iç çamaşırlarını yaşam biçimi şekillendirdi, sütyenler daha basit, daha yumuşak ve genellikle balensiz hale geldi. Dekoratif külotlu çoraplar, bu on yılda popüler olan mini eteklere mükemmel bir şekilde eşlik ettiği için, uzun çorapların ve jartiyer kemerlerinin yerini aldı. 
Göğüs dekoltesi 1980'lerde yeniden popüler hale geldi ve dolgun göğüslere sahip olmayan kadınlar, doğanın yapamadığını, sütyen teknolojisinin yapabileceğini çabucak anladılar. Push up sütyenlerin ortaya çıkışı ile kadınlar, istedikleri gibi göğüs dekoltesini rahatça oluşturabilecekleri imkana kavuştular. O yıllarda kadınların hayatına girmeye başlayan dolgulu ve balenli sütyenler son derece popüler hale geldi ve bu günümüze kadar devam eden bir trend olmaya devam etti.

İç çamaşırında bulunduğumuz yere gelmemiz uzun zaman aldı - ve bu süreçte, kadın vücudu kalıplara sokuldu, ezildi, düzleştirildi, belirginleştirildi, ama bugünün kadını artık arzu ettiği şeylere sahip. Bugünün iç çamaşırları rahat, seksi, kadın vücudunu güzelleştirecek ve aynı zamanda gurur verici olacak şekilde tasarlanmakta ve üretilmekte. İç çamaşırı zevkiniz veya ihtiyaçlarınız ne olursa olsun, günümüzün iç giyim pazarında gardırobunuzun ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış çok farklı ürünler bulabilmek mümkün.

İç çamaşırlarınızı seçerken, alırken ve giyerken bu uzun yolculuğunu bilmeniz umarız sizi daha özgür ve rahat hissetticektirecek.

 

*** Görseller Elizabeth Ewing'in "Fashion in Underwear: From Babylon to Bikini Briefs" kitabından alınmıştır.